ÇOCUK VE TİYATRO(*)  

Ali Nihat YAVŞAN
Tiyatro Pembe Kurbağa
Genel Sanat Yönetmeni


Çocuk ve tiyatro ilişkisine bakmadan önce çocuğun yaşamına ve çocuğun yaşamında önemli olan şeylere bakılması gerekmektedir.

Çocuğun yaşamında en önemli şey oyundur. Oyun onun yaşamında yemek, içmek ve diğer gereksinimlerinden önde gelir. Hangimiz bilmeyiz oyun oynarken tuvalete bile gitmeyi unutan çocukları....

Peki oyun nedir?

Oyun tanımı üzerine birçok bilim adamı görüşler geliştirmiştir. Bu bilim adamlarından Hollandalı Johann Huizinga, insanlık kültürüne Homo Ludens (oyuncu insan) tanımını getirmiştir. İnsanlık tarihi Homo Faber (yapıcı insan) ile başlar. Sonrasında ise Homo Sapiens (düşünür insan) gelir. Huizinga'ya göre hayvanlar ve insanlar oyun oynarlar. 'Oyun genç yaratıkları (hayvan ya da insanları) ilerki yaşamlarında karşılaşacakları ciddi uğraşlara hazırlar,' der Huizinga. Yani oyun insanlara ya da hayvanlara deneyim kazandırır.

Bilim adamları çocuğun yaşamında oyunun çok önemli bir rolü olduğu konusunda ortak kanıdadır. Bunlardan Peter Smith oyunu dört ana başlıkta toplamıştır :

1. Harekete dayalı oyun; Vücudun büyük kaslarının kullanıldığı oyundur. Koşmak, zıplamak, sıçramak vb.

2. Objelerle oyun ; Duyu organlarını keşfetmeye dayalı oyundur. Objeleri çekmek, sallamak vb.

3. Sosyal oyun ; Başkalarıyla iletişime dayalı oyun türüdür.

4. Hayali oyun ; Bir takım objeleri kullanım amacı dışında kullanmaya dayalı oyundur.

Peter Smith'e göre ilk üç oyun türünü hem insanlar, hem de hayvanlar uygular. Hayali Oyun'u ise yalnızca insanlar oynamaktadır.

Bu nedenle de çocuk tiyatro ilişkisinde Hayali Oyun en önemli oyun türüdür. Bu oyun türüne Dramatik Oyun diyebiliriz.

Çocuk öğrenme sürecinde dramatik oyunu kullanır. Bu süreçte kendi dışındaki şeyleri taklit etmeye başlar. Rol alır ve başka biriymiş gibi davranır. Çocuk başka biriymiş gibi davranarak kendini ve çevresindekileri daha iyi anlar.

Dramatik oyunla çocuk eğlenirken öğrenir.

Çocuklar evcilik oynarken kendi sosyal konumlarından çıkarak kendileri dışındaki bireyleri taklit ederler. Örneğin evcilik oyunundaki kız çocuk kendisine model olarak aldığı annesini, erkek çocuksa babasını taklit eder.

Çocuk bu dramatik oyun sırasında sevinme, acıma, korku, nefret vb gibi birçok duygusal tepkiyi de öğrenir.

Çocuk oyunla kurallara uymayı, arkadaşlarına hoşgörü göstermeyi öğrenir. Oyunların kuralları vardır ve bu kurallar acımasızca uygulanır.

Tiyatro da bir oyundur çocuk için. Gerçeği sorgular tiyatroyu izlerken. İyinin, doğrunun yanında yer alır. Kötüye, olumsuza tavır gösterir. Oyun kahramanının düşeceği olumsuz koşulları oyun kahramanından önce görür ve bundan haz duyar.

Çocuk tiyatroyu izlerken tiyatronun (oyunun) içine girer. O anı yaşar. Bir anda oyundaki hayvanlardan biri olur. Trajik hata yapan oyun kahramanlarına yardımcı olmaya, yol göstermeye çalışır. Tiyatrodaki oyun kahramanlarıyla özdeşleşir. Yani kendini onların yerine koyar. Tiyatroda verilmek istenen temayı kavrar (elbette doğru verildiyse) ve o temayı bir deneyim olarak kazanır. Gerçek yaşamında o temayı bir yerlere yerleştirir. Çünkü tiyatro görsel bir sanattır. “Söyleme, göster” mantığına dayanmalıdır. Bu da çocukta kalıcı olur. O halde bu tiyatroyu, yani çocuk tiyatrosunu yapanlar doğru yapmak zorundadır.

Peki doğru çocuk tiyatrosu nedir ve nasıl olmalıdır, kısaca değinelim:

1. Öncelikle çocuğun bedensel, duygusal ve düşünsel özelliklerine göre hazırlanmalıdır. Çocuğun dikkat süresi kısadır. Yaş gruplarının dikkat süresi gözönüne alınmalı, oyun bu dikkat süresine göre hazırlanmalıdır.

Oyunun temposu, ritmi, inişlerle çıkışlarla süslenmeli, çocuğun dikkati sürekli toplanmalıdır.

Özellikle okulöncesi ve temel eğitim 1. kısım çocuk yaş grubundakiler sürekli aynı yerde oturamaz, hareket halindedir. Oynanacak yer ona göre seçilmelidir. Yani çocuk yetişkinlerin koltuklarına mahkum edilmemelidir.

Oyunun kurgusu çocukların düş gücüne hizmet etmelidir. Çocuk tiyatro içinde kendisine sunulacak sorunlara çözüm aramalı ve bulduğu çözümleri paylaşabilmelidir.

2. Tiyatro çatışma olmadan olmaz. Ki bu çatışma oyunu izlenebilir kılar. Çocuk yaratılan merak öğesiyle oyunun içine girer. Oyun sürekli olarak “Şimdi ne olacak?” sorusunu sordurmalıdır. Çocuğun beklemeye tahammülü yoktur. Yani sabırsızdır. Bu nedenle çatışma oyunun hemen başında başlamalıdır.

3. Tiyatro aynı yetişkin tiyatrosu gibi, tiyatronun anlatım olanakları olan dekor, kostüm, oyunculuk, müzik, dans gibi öğelerle donatılmalıdır.

Son söz olarak 'Çocuk Tiyatrosu' ciddi bir iştir. Uzmanlık ister. İşi yalnızca çocuk tiyatrosu olan kişilerce ve çocuğa özel mekanlarda yapılmalıdır.

* Bu yazı TED Meşale Dergisi'nin 3. sayısında (Haziran 2007) yayınlanmıştır.

** Yazıyı yayınlamak ya da yazıdan alıntı yapmak için lütfen izin alınız..

   
« Önceki Sayfa